17 Kasım 2007 Cumartesi

KARANLIĞIN ESİRLERİ




Karanlığın esiri olmuş nice ipsiz kuklaların elinde yıpranmış cılız bedenleriz. Paylaşımı benimseyemeyen, sevgiyi paylaşamayan, birer cansız organizma haline gelmişiz bu sanal âlemin içinde. Çırpını veriyoruz sudan çıkarılmış balık misali…

Artık telgraf tellerine bile güvercinlerin konmadığı bir ortam içerisinde kendi kurduğumuz cehennemin içine hapis olmuşuz. Karanlığın içerisindeki loş mum ışığındaki MAHKÛM bırakı vermişiz kocaman büyüyen gözbebeklerimizi. Basit denilen sevgiyi karmaşık hale getirerek kırılmaz saf çelik zindanların, kapısız duvarlar arasında, penceresiz gökyüzünü izler hale getirmişiz.

Özgürlüğü, sevgiyi, umudu ve nice mutlu günlere…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Karanlığın Esiri" güzel ve yerinde bir tabir..Ama okudukça insana acı veriyor,içinde sakladığı bütün gerçekliklerle.. Üzülerek bakıyorum yaşadığım çağa.Sadece kendi toplumum veya ülkem üzerinden değil.Bütün bir insalık açısından kötü ama en kötü olmayan iyiyi de içinde barındıran fakat boğuk bir şekilde taşıyan bir çağı yaşıyoruz.. Güvercinleri öldürdük,mektupları yırttık,sözcükleri kaybettik..Ölmeden gömdük bedenlerimizi.. İnsanların birbirinden uzaklaştığı,paylaşımların git gide azaldığı, kurulan cümle sayısının hızla sıfıra gittiğinin bilincinde fakat çaresizliğindeyiz.. Hız çağına hızla yeniliyoruz.Namına yaraşır bir şekilde eritiyor bizleri ve biz, kendi eriyişimize,yitişimize seyirci kalıyoruz..Enazından herkes elinden geldiğince direnebilirse zamanın yutan gücüne, o zaman güvercinleri yeniden uçurup yeni mektuplar atabiliriz sevgiliye:))Başaramazsak bile deneyelim..

HEP BİRLİKTE GÜZEL OLANA DOĞRU KANAT ÇIRPALIM..KUŞLAR GİBİ..

Katkıda bulunanlar